NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مَسْلَمَةَ الْقَعْنَبِيُّ
حَدَّثَنَا
مَالِكٌ عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ
الْقَاسِمِ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ
عَائِشَةَ
أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ أَفْرَدَ
الْحَجَّ
Âişe (r.anha)'dan
rivayet edildiğine göre,
Resûlullah (s.a.v.)
(umresiz olarak) sadece hac yapmıştır.
İzah:
Müslim, hac; Tirmizî,
hac; İbn Mâce, menâsik; Nesâî, menâsik
İfrâd, Temettü' ve
Kıran olmak üzere üç çeşit hac vardır.Umresiz olarak yalnız başına hacca niyet
edilirse, bunun adına "ifrad" ve bu niyetin sahibine
"müfrid" denir. Hac mevsiminde önce umre, sonra hac için ihrama
girilirse, buna "temettü" ve bunu yapana da "mutemetti"
denir. Umre ile hac, bir ihram ve bir niyetle yapılırsa buna da "kıran"
ve bunu yapana "kârin" denir.[Ayrıntılı bilgi için bk. Bilmen, Büyük
İslâm İlmihali, s. 366.]
Ulemâ bu üç çeşit
hacdan hangisinin daha faziletli olduğu konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. Bu ihtilaf
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in yaptığı haccın, hangi neviden hac olduğu
meselesinden kaynaklanmaktadır. Bu mevzu ile ilgili görüşleri şu şekilde
özetlemek mümkündür:
1. Şafiî ve Mâliki
ulemâsına göre Nebi (s.a.v.) ifrad haccı yapmış-lir, dolayısıyla ifrad haccı,
temettü' ve kıran haclarından daha faziletlidir. Aynı zamanda İmâm Evzaî de bu
görüştedir. Delilleri ise, konumuzu teşkil eden Ebü Dâvûd hadisi ile birlikte
İmâm Ahmed ve Müslim'in rivayet ettikleri Ebû Dâvûd hadisiyle aynı anlama
gelen hadislerdir.[Bu hadisler için bk. Müslim, hac; es-Sa'âti,
el-Fethu'r-rabbânî, XI, 146.] Ayrıca daha önce tercümesini sunduğumuz 1752
numaralı hadis-i şerif de sözü geçen ulemânın delilini teşkil etmektedir.
2. İmâm Ahmed'e göre
ise, efdal olan temettü' hacadır. Sonra ifrâd sonhra da kıran haccı gelir. İbn
Kudâme'nin el-Muğnî'de beyân ettiğine göre eğer hacı adayı kurbanlığını Beyt-i
Şerife göndermişse kıran haccına niyetlenmesi daha faziletlidir. Yoksa
temettü' haccı daha faziletlidir.
3. İmâm Şafiî'ye göre,
ise, efdal olan ifrad hacadır. Sonra temettü sonra da kıran haccı gelir.
4. Hanefî ulemâsına
göre ise en faziletli hac kıran hacadır. Sonra temettü' sonra da ifrad haccı
gelir. Hanefî ulemâsının bu konudaki görüşlerini şu şekilde özetlemek
mümkündür:
Araştırıcılar, Hz.
Nebi'in yaptığı haccın, hacc-i kıran olduğunu söylerler. Nitekim, on iki
sahâbînin bu konudaki rivâyetleriyle de asla te'vile gerek kalmayacak şekilde
hükme bağlanmıştır. İbn Hazm, Veda Haccı ile ilgili olan bu rivayetleri bir
araya toplamıştır. Hemen şunu da belirtelim ki, Hz. Nebiin yaptığı haccın nevî
konusunda değişik rivayetler de yok değildir. Meselâ, haccı- ifrâd yaptığını
rivayet edenler vardır. Bunu rivayet eden sâhâbî Hz. Nebiin hacca niyet
etliğini görmüş, umreye niyetini görmemiş olmalı ki, sadece gördüğünü,
nakletmiştir. Veyahut da "Hz. Peygamber hacc-ı ifrâd yaptı" diyenler
"ifrâd" kelimesiyle Hz. Nebi'in hayatı boyunca tek bir defa hac
yaptığım kasdetmektedirler. Çünkü Peygamberimiz Veda Haccmdan başka hac
yapmamıştır.
Hz. Nebi'in hacc-ı
temettü' yaptığını rivayet eden ashâb ise, Hz. Nebii umre için ihrama girerken
görmüş olup, hac için niyet edişini, sesinin yavaşlığı yüzünden duyamamış
olmalıdır.[Tahâvî, Şerhu Me'ânî'l-Âsâr, II, 155.] Yahut da, Hz. Nebi
"hacc-ı temettü' yaptı" sözüyle hacc-ı kıran yaptığı kastedilmektedir.
Çünkü Arapların eskiden "kıran" kelimesi yerine "temettü"
kelimesini de kullandıkları olmuştur. Yahut da bazı hadis-i şeriflerde geçen
"Resûl-i Ekrem ifrâd haccı yaptı", yahut "temettü' haccı
yaptı" gibi cümlelerdeki "ifrâd haccı yaptı", "temettü*
haccı yaptı" ifâdelerinin, "Resûlullah bu hacların da yapılmasını
emretti" anlamında kullanılmış olması, "Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in
bizzat kendisinin ifrad veya temettü' haccı yaptığı" anlamında
kullanılmadığı da düşünülebilir. Çünkü bir işin yapılmasını emreden kimseden
bahsedilirken o işi yapan bir kimse olarak bahsetmek mümkündür.[Sünenün Nesâî
ve Hâşiyetü'l-İmâmi's-Sindî, V, 146.] Ayrıca Hz. Nebi (s.a.v.)'in kıran haccı
yaptığını ifade eden hadisler daha açık, râvilerinin daha fazla olması ve daha
fazla cümleler ihtiva etmesi gibi özellikler taşımaları sebebiyle ifrad veya
temettü' haccı yaptığını ifade eden hadislere tercih edilebilirler.[Bk. Zafer
Ahmedj'laü's-Sünen, X, 244, 245.]
Hanefîlerin bu mevzuda
en kuvvetli delillerinden biri de 1795 numaralı hadistir.